Etrafa saçılmış rastgele, İki el, iki ayak; neyine yetmemiş. Sorsan haklı görülmemiş toprağı tutuşu istekle, Daha iyilerini seçmiş maraton, İçleri çürümüş meyvelerden en kırmızısını. Vitrindekiler kazanmış, Aklı olanlar susmuş, Konuşmayı bilenler dinlemiş, Bilmeyenler bağırmış. Kağnı yürümüş, Tekerlek döndükçe, Dünya da dönmüş. Şekerden prangalar sallamış herkes birbirine, Herkes kendiyle kalmış. Yanılsamalara basa basa geçmiş mayın tarlasından, Görüyor sandıklarımızın içinden geçerek, Kutsanmışız uydurulmuş şiirlerle. Yalandan bir kahkaha paylaşmış, arkadaş olmuş, Sahte bir gülüş duyup kendine mutluluk almış, Ruha dokunmayan insanlarla gülmüş, Ağlamayı bırakmış, çoktan. Anlatılan hikayelere inanmış. Teker teker inanmış, sırasıyla. Her şey söylendiği anda var olur, Söylenmeyenleri nasıl yaşatacaklarmış. Bu toz bulutunun hala orada bir yerlerde olduğunu, Söylemezsen bilemezmiş. Bilse de inanmazmış. Artık vitrindeymiş.